Gerçek bir hikayeden uyarlanan Adrift, tanıştıktan kısa süre sonra birbirlerine aşık olan ve hayatlarının macerasına doğru yelken açan iki insanı anlatıyor. Hevesli denizciler okyanusa açılırlar fakat yolculukları doğrudan, tarihte görülmüş en büyük kasırga felaketlerinden birine doğru olacaktır. Kasırganın ardından kendine gelen Tami (Shailene Woodley), Richard’ın (Sam Claflin) ağır yaralandığını ve teknelerinin harabeye döndüğünü görür. Tami, kurtarılmak için hiçbir umudu olmadan, kendisini ve hayatı boyunca aşık olduğu tek adamı kurtarmak için gereken gücü ve kararlılığı kendinde bulmak zorundadır.
13 yaş altı izleyici kitlesi aile eşliğinde izleyebilir.
Shailene Woodley
Tami Oldham
Sam Claflin
Richard Sharp
Jeffrey Thomas
Peter
Elizabeth Hawthorne
Christine
Grace Palmer
Deb
Tami Ashcraft
Herself
Marisiale Tunoka
Customs Agent
Neil Andrea
Crewman
Her ne kadar gerçek bir hikayeden uyarlanmış olsa da klasik bir konuydu. Tami’nin taa filmin başında Richard’ı tekne üzerinde bulunca kesin bu sahneler halisyosyoyin demiştim ki filmin sonunda da öyle çıktı. Genel olarak filmin içine flashback sahneler koymaları Çok iyi olmuş çünkü konu yavan 1 saat 30 dakika tek bir sahne de çekilmezdi. Fakat niye her konuyu drama bağlıyorsunuz ya la adam ölmeseydi de aldıkları para ile dünyayı gezselerdi daha iyi olmaz mıydı ? İlla ajitasyon yani. Son olarak buna benzer bir film olan ‘FALL’ filmini izlemenizi tavsiye ederim…
İzledim güzeldi dram
Film harika olmuş, hele ki gerçek hayattan alıntı olunca daha da izlenesi oluyor. Fakat Spoiler :Neden takip cihazına ulaşmayı denemedi ?
Neden yani
Gerçekten anlamıyorum... Survival konulu bir filme neden sıkıcı flashback sahneler koyarsınız ki? Ne film bizi içine çekebiliyor ne de gerilimi hissedebiliyoruz. Sırf romantizm katmak için güzelim konuyu mahvetmişler. Cast Away, The Revenant gibi filmlerde aşırı flashback sahneler olduğunu hayal bile edemiyorum. Bir de son yıllarda bu saçma flashback olayı moda oldu. Lost dizisini bırakma sebebimdir... Belki biz karakterlerin gizemli kalmasını seviyoruz.
2000li yılların başlarında Türkiye Dublaj konusunda efsane idi, fakat son 15 yıldır dublajlar resmen bitti iğrenç ötesi, birde üstüne rtük tamamen mahmetmiş, şerefe yi bile sansurlemişler, ben zaten 15 yıldır dublajlı film izlemiyorum, ilk kez bir bakayım dedim dublajlı izleyeyim dedim binpişman oldum.
Rtük ün saçma sapan aptalca sansürü filmi berbat etmiş. Oldu olacak kadınlara çarşaf giydirselerdi
İzlerken ben boğuldum, süperdi.
İzlemege degerr
The Old Man and the Sea filminin çakması
arika bir filmmiş kim ne derse desin